Bu roman, iki farklı insanın hayatlarında beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan doğaüstü bir aşk hikayesini anlatıyor. 40-50 yaşlarındaki bir kadın ve bir adam, kendi yerlerini bulmuş, oldukça bağımsız bir yaşam tarzına sahiptir. Ancak bir anda alevlenen bu aşkın doğru anlamını bulabilmek için mücadele etmek zorunda kalırlar. Bu ilişkinin neyropsikoloji veya davranış biyolojisi açısından doğasını açıklamaya çalışsak da, bu eserde hüküm süren büyüleyici aşk, saflığı ve dokunulmazlığıyla kendi yüksek noktasında kalacaktır. Yazar, okuyucuyu bu tutkulu aşk hikayesine sürüklerken aynı zamanda karakterlerin kişisel gelişimlerini ve yaşamın anlamını sorgulamaya davet ediyor.